EDİRNE KIRMIZISI COĞRAFİ İŞARET YOLUNDA

Edirne Kırmızısı Hasat Günü Şenliği programı, “Topraktan Kumaşa Edirne Kırmızısı” paneli ile devam etti. Panelde, Trakya Üniversitesi akademisyenleri, Edirne Kırmızısı ile ilgili farklı alanlarda gerçekleştirdikleri çalışmalara ilişkin bilgiler verdi. Edirne Kırmızısı’na rengini veren kök boya bitkisinin morfolojik ve ekolojik özelliklerinin yanı sıra tekstil, eczacılık ve coğrafi işaret konusunda akademik ve bilimsel deneyimler paylaşıldı.
Trakya Üniversitesi Edirne Kırmızısı Projeler Koordinatörü Öğr. Gör. Orkun Akman moderatörlüğünde gerçekleşen panelde Havsa Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mustafa Tan “Kökboya Bitkisinin Tanıtımı, Morfolojik ve Ekolojik Özellikleri”, Edirne Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulundan Doç. Dr. Nilgün Becenen “Edirne Kırmızısı’nın İpek ve Pamuk Kumaş Üzerinde Çalışmaları”, Teknoloji Transferi Uygulama ve Araştırma Merkezinden Öğr. Gör. Necla Sevinir Bakla “Coğrafi İşaret Yolunda Edirne Kırmızısı”, Eczacılık Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Gülşah Gedik “Edirne Kırmızısı’nın Farmasötik Kullanımı” konusunda bilgiler verdi.
Edirne Kırmızısı Projeler Koordinatörü Öğr. Gör. Orkun Akman, Edirne Kırmızısı Hasat Günü Şenliği kapsamında ilk olarak açılış ile birlikte kültürel ve sanatsal etkinlikler gerçekleştirdiklerini hatırlatarak programın ikinci bölümüne bilimsel bir oturumla devam edeceklerini söyledi. Edirne Kırmızısı’nın bir renk olmasının yanında farklı pek çok disiplinden beslendiğini ifade eden Öğr. Gör. Orkun Akman, Trakya Üniversitesi olarak rengi, geniş bir yelpazede bilimsel açıdan ele almak istediklerini dile getirdi. Trakya Üniversitesinin farklı alanlarından akademisyenlerinin katkılarıyla çalışmalar yürüttüklerini belirten Öğr. Gör. Orkun Akman, bu kapsamda “Topraktan Kumaşa Edirne Kırmızısı” başlıklı bir panel düzenlediklerini ifade etti.
Prof. Dr. Mustafa Tan: "Edirne Kırmızısı'na ulaşmanın bir yolu vardır."
Sunumuna Rubia tinctorum L. kök boya bitkisi, özellikleri ve yapısı hakkında bilgiler vererek başlayan Prof. Dr. Mustafa Tan; insanoğlunun, tarihin çok eski dönemlerinden beri renk maddelerini elde etmek için bitkilerden faydalandığını ifade ederek “Kırmızı renge ulaşmanın tek bir yolu vardır. O da Rubia tinctorum L. adıyla bilinen kök boya bitkisidir. Bitkinin boya üretiminde kullanılan yeri kökleridir. Toprak altında kök-sap adı verilen yapıları vardır. Bunlar boya maddesini içeren kısımlardır. Bitkinin köklerinde 35’in üzerinde boyar madde bulunur. Bu boyar maddelerden en önemlileri alizarin ve parparindir. Asıl kırmızı rengi veren maddeler bunlardır. Kuru köklerin boyamacılıkta kullanılması daha yaygındır. Köklerdeki boya miktarları farklı faktörlerden etkilenerek değişim göstermektedir. Popülasyonlara, genotiplere ve yaşına göre bitkiler içerisindeki boya maddesinin miktarı farklılıklar göstermektedir. Genel olarak verimin yüksek olması için bitkinin 2 ve 3. yılında hasat edilmesi ve boyamada kullanılması tavsiye edilir.” ifadelerini kullandı.
Kök boyanın tarihsel gelişimi, dünyada ve ülkemizdeki yayılış alanları ile Trakya bölgesi ve Edirne sınırları içerisinde görüldüğü yerlere ilişkin bilgiler paylaşan Prof. Dr. Mustafa Tan, Trakya Üniversitesi olarak kök boya bitkisini yetiştirdiklerini ifade ederek gelecek günlerde bu bitkinin kullanım alanlarının yanı sıra ekim alanlarının da yaygınlaşacağını sözlerine ekledi.
Doç. Dr. Nilgün Becenen "Edirne, ünlü kırmızı renge marka olmuştur."
“Edirne Kırmızısı’nın İpek ve Pamuk Kumaş Üzerinde Çalışmaları” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Doç. Dr. Nilgün Becenen; Edirne’nin doğasıyla, insanıyla mucize bir kent olduğunu söyleyerek “Bu mucizelerden biri de ipek ve pamuk ürünlerde uzun ve zahmetli bir boyama yöntemi uygulanarak elde edilen parlak renk Edirne Kırmızısı’dır. Edirne, ünlü kırmızı renge marka kent olmuştur.” dedi.
İplik ve kumaşların geçmişte Avrupa’da bilinmeyen bir yöntemle Edirne Kırmızısı’na boyandığını dile getiren Doç. Dr. Nilgün Becenen “Geçmişte ipek ve kumaşların Edirne Kırmızısı rengine boyanması, kök boya bitkisi ile birlikte yağ ve tamamen doğal bir tuz olan şap taşı kullanılarak yapılan, 20 basamaklı bir işlem ile gerçekleştirilmiştir. Bu boyama yöntemi Avrupa’da bilinmediğinden kumaşlar boyanmak için ülkemize gönderilirdi.” ifadelerini kullandı.
Edirne Kırmızısı’na rengini veren Rubia tinctorum bitkisinin boyar maddesinin 19. yüzyılda sentetik olarak elde edilmesi ve piyasaya sürülmesinin ardından bitki yetiştiriciliği ve Edirne Kırmızısı rengi boyamalarının giderek azaldığını söyleyen Becenen sunumunda şu ifadelere yer verdi:
“İnsanlığın ortak mirası olan kültürel değerlerin gelecek kuşaklara aktarılmasına önem veren Trakya Üniversitesi öncülüğünde Edirne Kırmızısı renginin kaynağı Rubia tinctorum L. bitkisi, tekrar Edirne topraklarında yetiştirilip Üniversitemiz tarafından boyama reçetesinin oluşturulması çalışmalarına başlanmıştır. Edirne’nin tarihinde var olan ancak zamanla unutulmuş Edirne Kırmızısı boyacılığı ile önemli bir ticaret ürünü olan ipek kumaşı yeniden gündeme getirerek tekstil üretimine kazandırılmasını amaçlıyoruz. Üniversite olarak hayata geçirdiğimiz proje ile Edirne topraklarında yetişip hasadı yapılan kök boya bitkisi ile ipekli ve pamuklu kumaşları buluşturacak çalışmalar gerçekleştirdik. Yapılan bu çalışmalar ile ipek böcekçiliğinin ve kök boyamanın yeniden yaygınlaştırılması, bu sayede ülke ekonomisine olumlu katkının sağlanması düşünülmektedir.” dedi.
Doç. Dr. Nilgün Becenen, sunumunun son bölümünde Edirne Teknik Bilimler MYO bünyesinde kumaşların Edirne Kırmızısı rengine boyanması konusunda gerçekleştirdikleri çalışmalar, pamuk ve ipek kumaşta elde ettikleri boyama reçeteleri ve elde ettikleri sonuçları katılımcılarla paylaştı.
Öğr. Gör. Necla Sevinir Bakla: "Edirne Kırmızısı'nda coğrafi işaret tesciline çok yakınız."
Öğr. Gör. Necla Sevinir Bakla da Sınai Mülkiyet Hakları konusunda uzman olduğunu belirterek Edirne Kırmızısı’nın coğrafi işaret başvuru sürecinde yürütülen çalışmalarda görev aldığını söyledi. Edirne Kırmızısı’nın Trakya Üniversitesi tarafından kent kimliğine ve belleğine yeniden kazandırılması konusunda yapılan çalışmalar hakkında bilgiler veren Öğr. Gör. Necla Sevinir Bakla, “Üniversitemizin farklı bölümlerinden değerli bilim insanlarıyla rengi sadece kent kimliğine, kültürüne, sanat yaşamına ve turizmine değil aynı zamanda bilimsel metotlar sonucu kent ekonomisine de sürdürülebilir şekilde kazandırmak adına çalışmalar yürütüyoruz. Bu doğrultuda Edirne Kırmızısı’na kurumsal kimlik kazandırdık ve Trakya Üniversitesi markası olarak tescilini aldık. Edirne Kırmızısı ile üretilecek ürünlerde bu markanın kullanılmasını hedefliyoruz. Ulusal ve uluslararası sempozyumlar, kök bitkinin yetiştirilmesi ve boya elde edilmesi, ardından başlayan tekstil, kimya, eczacılık ve ilaç alanındaki çalışmalarımız ile coğrafi işaret başvurusu için gerekli kazanımları elde etmeyi başardık. Edirne’nin 10 coğrafi işaret almış değeri var ve bunlardan birinin de Edirne Kırmızısı olacağına gönülden inanıyoruz. Bu süreç tamamlandığında Edirne’de ilk kez gastronomi ürünleri dışında bir alanda coğrafi işaret almış olacağız. Bununla birlikte Edirne Kırmızısı’nı tescillemiş olarak çalışmalarımızı çok daha geniş alanlara yaymayı hedefliyoruz. Süreçte emeği geçen ve katkısı olan herkese teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.
Dr. Öğr. Üyesi Gülşah Gedik: "Patent, buluş çalışmalarımıza Edirne Kırmızısı'nı dahil ettik."
“Edirne Kırmızısı’nın Farmasötik Kullanımı” isimli bir sunum yapan Eczacılık Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Gülşah Gedik, Rubia tinctorium L.’nin antrakinon türevleri ve bunlardan en önemlisi alizarini içeren kök boya kaynağı olarak bilindiğini söyledi. Bitkinin farmokolojik etkileri hakkında bilgiler veren Gedik, eski çağlardan beri hepototoksik, antineoplastik, antisitotoksik, antibakteriyal, antifungal, antialerjik ve antienflamatuar etkiler taşıdığını bildiklerini belirterek bu faydalarından yola çıkarak daha fazla ürün oluşturmak için araştırma yaptıkları bilgisini kaydetti.
Bitkinin, kozmetik alanda kullanımı konusunda çalışmalar gerçekleştirdiklerini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Gülşah Gedik sözlerini şöyle sürdürdü:
“Elde ettiğimiz ürünlerin Edirne Kırmızısı rengini taşımasının yanında hedeflediğimiz tüm özelliklere ulaşmayı amaçladık. Yaptığımız ilk çalışmalarda bu rengi ve daha özellikli ürünler elde edebildiğimizi gördük. Farklı popülasyonlardan Rubia tinctorum L. bitkilerinin antifungal ve antimikrobiyal özelliklerini inceledik, karşılaştırdık. Bununla birlikte renkli kozmetik ürünlerin tasarımı konusunda çalışmalar gerçekleştirdik. Ciltte minimalizm olarak tanımlayabileceğimiz, yeni bir akımdan hareketle az ürün kullanarak ekonomik fakat çok işlevi olan doğal ürünler tasarlamayı hedefledik. Bu doğrultuda antiseptik, astrenjen, antioksidan ve canlandırıcı özelliklere sahip doğal boya ile ruj, oje, yüz yıkama jeli, şampuan, kaş-kirpik bakım serumu, dudak balmı, yüz bakım kremi, peeling etkili vücut losyonu, banyo tuzu, deri bütünlüğünü artıran jel, hızlı manikür formülü olmak üzere ürünler geliştirdik. Ürünlerimizin pek çoğunun inovasyon alanında önemli olduğunu düşünüyor ve patent başvurularında bulunmaya hazırlanıyoruz.” dedi.
Trakya Sabunu olarak isimlendirdikleri bir ürün için patent aldıkları bilgisini de sözlerine ekleyen Dr. Öğr. Üyesi Gülşah Gedik, bu patentli yöntemi Edirne Kırmızısı’na rengini veren Rubia tinctorium L. bitkisi ile de gerçekleştirdiklerini söyledi.
Edirne Kırmızısı Projeler Koordinatörü Öğr. Gör. Orkun Akman, Dr. Öğr. Üyesi Gülşah Gedik’in marka, patent ve buluş konusundaki çalışmalarına Edirne Kırmızısı’nı dâhil ettiği için mutluluk duyduğunu belirterek tüm katılımcılara değerli katkılarından dolayı teşekkür etti.
Panelin ardından Edirne Kırmızısı Hasat Günü Şenliği, Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü Karaağaç Bahçesi’nde düzenlenen Kazanda Kumaş Boyama ve Baskı Çalışması ile Kök Boya Hasadı etkinlikleri ile devam etti.
Ek Resimler
Bu içerik 11.10.2022 tarihinde yayınlandı ve toplam 823 kez okundu.